12 Mart 2012

samatya_anlatılar

durum

aslında her biri oraya ait ama bir yandan da hepsinin bir başka kaynağı olan insan, mekan, durum, koku, ses ve daha bir sürü olgunun birleştiği Samatya meydanında tek bir kareye sığdırabildiğimiz çeşitli deneyimler ve bunların insanda uyandırdığı farklı duygu, düşünceler var geri dönüp baktığımda. bir sokağın karakterini belirleyebilen belli başlı şeylerin arasına evlerin arasında sıra sıra sarkıtılmış çamaşırlar, diğer bir sokakta aralardaki kullanılmayan evlerin yarattığı derin sessizlik, bir diğerinde tarihten kalmış bir yapının duvarları boyunca koşturan çocuklar ve meydana gelindiğinde ise bütün bunları kucaklarcasına hareketli balıkçı dükkanları, manavlar, çayevleri. Samatya'yı etrafındaki semtlerden farklı kılanın bu kültürel yada işlevsel diyebileceğim kararlılığı bence. mesela oraya ait olmadığını düşündüğüm birkaç şey hemen sırıtıyor onları gördüğümde. bu sıralı giden eski evlerin arasına yeni yapılmış olduğunu düşündüğüm ve nereye yapıldığının hiç hiç farkında olunmadan yapıldığını düşündüğüm bir ev olabilir. meydana yukarıdaki caddeden inen basamakları kullandığınız zaman sizi çeken bir orta nokta var. yok aşağıdan; tren yönünden meydana doğru yürürseniz balık kokularının birbirine karışmasının ardından farklı bir bir karşılama sunuyor meydan. ara sokaklar veya arka sokaklar hemen hemen aynı karaktere sahip ama bence Samatya meydanından geçmeden oralarda çok da bir deneyim kazanmak mümkün gibi görünmüyor eğer siz de benim gibi yabancıysanız Samatya'da.

özlem

özlemek! yıllardır görmediğiniz bir yakınınızı, belki en sevdiğiniz arkadaşınızı özler gibi özlemek. özlemin en yoğun olduğu anda rengarenk bir çerçeve sunuyor Samatya. özlediğiniz kokular, sesler, insanlar, durumlar, mekanlarsa eğer en doğru yerdesiniz. belki de hiç tanışmamışsınız daha önce onlarla, nereden geldiklerini hiç bilmiyorsunuz ama tamamlayıcı bir yan var Samatya'da özlediğiniz şeye dair. hiç asmamış olabilirsiniz çamaşırlarınızı sokağa ama Samatya'ya gidince sokağa çamaşır asmayı özlüyorsunuz. hareketli sokağı, sokağın içindeki yalnızlığı, terk edilmiş ahşap evi gördüğünüzde ya da rengarenk meyveleri, çayevini, balıkçı dükkanlarını 100 yıldır görmemişçesine mutlusunuz çünkü özlemişsiniz onları. aslında mahalleyi, semti ve onun karakterindeki kararlılığı özlemişsiniz belki de ama araya giren birkaç kare özleminizi siliyor acımadan. bu acımasız karakteri açıklamıyorum. Samatya'yı gezdiğinizde sizin en özlediğiniz şeyi bir anda elinizden aldığını kendiniz farkedeceksiniz. uzun zaman olmuş aheste aheste inmeyeli bir merdivenden yahu merdiven özlenir mi! özlenir efendim eğer sizi içine çeken bir meydan varsa ucunda bal gibi de özlenir. ya kargacık burgacık dar sokaklardan geçmek? o da özlenir eğer balık kokularına dayanamadığınız o anda karşılamışsa sizi Samatya. hiç özlemediğiniz yerler de var tabiki, arka sokaklar. çünkü siz yabancısınız Samatya'ya. inanın inanmayın eğer Samatya meydanında bir 10 dakika geçirdikten sonra giderseniz arka sokaklara oraları bile özlediğinizi anlarsınız bütün yabancılığınızla.

ses

kaynağını bilmiyordum etrafımdaki varlıkların ama insanları, konuşmaları, mekanları duyabiliyordum ve gelen seslere kulak verip balıkların kokusunu duyarak anlayabiliyordum Samatya meydanında olduğumu. Sokakların arasında gezinirken çamaşırların arka arkaya serildiğini kızların anneleriyle konuşmalarından, duvarlara vuran ip seslerinden çıkarabiliyordum. ayrı ayrı dokunduğum, tıktıkladığım duvarların çıkardığı sesler bir anda değişiyor ve bir dizi betondan geçip ahşap bir kapıya çarpıyordu elim. bazen gürültülü, cıvıl cıvıl çocukların oynadığı bazense sadece bir el arabasının tıngır mıngır geçtiği bir sokakta yürüyordum. balığın kilosundan, çayın taze oluşuna, meyvelerin yöresinden, bir kadının çocuğunu azarlayışına kadar Samatya kendini fısıldıyordu kulaklarıma. başka bir semtte gezinirken bu kadar sesin bir araya geldiğindeki bu kararlılık yoktu kulağımdaki çınlamalarda. eğer tık tık tık diye vuruyorsa topukların meydana inen merdivenlerdesin, yok bir sürü hızlı topuk tıkırtısına karışmışsa bu sesler trenden inmiş meydana doğru yürüyorsun ve karşılama seni bekliyor. meydanın sesleri kulağınızın bir yerine ilişmediyse, ara sokaklara girdiğinizde bütün sesler anlamsız eğer yabancıysanız Samatya’ya.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder