05 Mart 2012
Mine Koyaz - Samatya monografi
Samatya sokaklarında yürüyorum...
Aklımdan geçen ilk düşünce artık İstanbul'da olmadığım. Kocaman bir şehrin içinden eski bir trene binip geldim buraya. Sanki bir arada düşmüş gibi oldum.
Her yer balık kokuyor.
Eski, yıkık dökük evler, yorgun ruhuna rağmen ayakta kalmayı, ruhunu korumayı başarmış, özüne sadık küçük bir kasaba. İnsanları, yaşam tarzları, günlük hayatı çok da fazla değişmemiş. Bilmiyorum, belki de değişmiş... Sanki buna rağmen, sokaklarında yürürken duyabiliyorum Samatya'nın hikayesini. Belki biraz ykılmış, çatlamış da olsa hala oradalar.
Samatya sokaklarında yürüyorum...
Bir anda gözlerimi açtım ve denizle çevrili bir karada buldum kendimi. Her taraf deniz, her taraf balık kokuyor. Nerden geldim buraya, sanki başka bir dünya, sanki bir rüyadayım. Başkalarının anılarını görüyorum kkırık duvarların arasından. Aşklarını, birlikte olamayışlarını...
Hayaletler sardı etrafımı. Hepsi ayrı birer hikaye fısıldıyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder